kalbin burada durmaz kırılır, gel hediye paketi yapıp üfleyelim belki uçar yeryüzüne...

Bir süre sonra...

Gülüyorlar şimdi
kafalarında delilik ritmi var
yok olmanın eşiğindeyken türkü çalıyorlar
fark ettiniz mi bir süre sonra
ölümün kucağında doğacağız

Ağlıyorlar şimdi
ellerine aşk acısı hakim
ben sorgusuz meleklerin bekçilerini merak ederim
gitme nolur gitme
bu sefer gülmeyeceğim yemin ederim
çünkü biz ölümüz kucağında doğacağız

atlılar geliyorlar gümbür gümbür
deli ordusu bu !
susuyorlar kısa bir süredir ömür
az bir zaman sonra veya
uzun sanrısına kapıldığımız az zaman sonra
ölümün kucağında doğacağız...

ve herşeye rağmen batıyorsa güneş bu umut kime

işte iftihar..

baştan söyleyeyim iftiharla sunarım bohçamı

neler var içinde sormazken ben

intiharla susarım bir hıdrelez ateşi

inat eyle sonsuz umutlara

geliyorlar uzaklardan ama uzaklar acımasız

inat edin ey insanlık elbet kazanacaksınız !

inatsız güç olmasın herkes inat etsin

uzun uzadıya dereboyu kavaksız yolumda

izle ve sus insanlık, sus ki seyr eylesin

inat dedim inatla çıkamadım inadımın kılıcından

damarlarım gülüyor kan gıdıklamışcasına

izle ve sus insanlık, sus ki egosuz geleyim sana

ben bir taneden çoğalmış bir bütün parçası

meyvelerimi zehirledirler

işin ilgincine gelecek olursam

pamuk prenses ot içiyor, ne zaman baksam

ne görsem duyularımda sansam seni

sarmalasam bir yaprak dolması gibi

uygar olurmuyuz başkaldırışlara karşı çıksam

sus ki izlesin insanlık acı meyveleri yesinler

yesinler diye umudum

yesinlerde ben içinden çıksam...

yetmedi

Ağla babam gömmezler seni

ay dede ay dede izliyor bak

kim küsmüş dergahıma

sinagogta güzel aslında

dinler uçuyor bedenden

o bir ken o sen ken

ben ve biz yok olma hayallerinin eşiğinde

ağla ki gömmesinler seni

yar arama yarini duyguyla

ılgıt tek ve uygun kelime
seni bulamam ben şu an

gömüyorlar içimi
 ama

topraklar yetmedi.

türkü

ikidir gülüyorsun

hayrola iyice mi geldim sana

üçtür itiyorsun beni

hayrola duydun mu beni
gösterdim mi kendimi sana

ve hayretler içinde gel kelebek

şarkısız bir türkü bizimkisi

hoyrat etmeye birebir

hayrola dost uzak mı geldim sana.

ağır

döngü var mı sizce ?

yarın kelimesi 5 harf ince dudaklara ağır

el dediğim an sızlar yüreğim ağır

taşıyamam seni ışıltısız pencerem

yapraklarımdan kan damlıyor çünkü gönlüm ağır

ağaç dikelim dostum

söz ekelim dibine

herşeye rağmen gülmeyelim dostum

tüm mutluluklara inat sana sensizim

ve şimdi uçar beynim çünkü çok ağırsın

ve ben düşüncesizim...

cellad

zifir suskun yollarımda diken

suskunluk zindanı söyle cellat kaç kırbaç yer bu ten

mabed yoksunu düşünce hamuru varken dünyalığımda

ay gibi parlar gönlüm belkide bir savaşki yoksun ortalığımda

deniz kokusu girdimi kanıma sen yoksun

ortalar cellatsız ve hamd ederim ama gökyüzü kapalı

boş sandal açılır ama bulamaz zeytin dalı

söyle cellat kaç kırbaç yer bu ten

yeşilsiz kaldım yahu sana senden uzak

tuğlamı gördün mü uzaklarda evim rüzgara tutsak

kapılar kapalı acı yorar beni konuşmassak

ve her derin yolun başlangıcı olsada

söyle cellat kaç kırbaç yer bu ten

örtülerin uçuşuyor gitme uzaklara

onlar küskün sana

gitme berilere gitme ağlarlar sana

martılardan hep korkarım gagaları sivri

dil söz eder kelam ayağa kalkar çünkü beden diri

herşeye rağmen acımadan vur cellat

çünkü çok kırbaç yer bu ten

yine gece

Gecenin karanlığının içinde
kaybolan genç bir leylek
uçar yarınlara ama tünelleri tıkalı
şimdi işin içinden çık amına koyayım
bakarda durur ölmecesine iddiaaya girelim
sev lan beni sevebildiğin kadar
onada razıyım

yılların erittiği günlerin içinde buldum seni
buldumda bir bok değilmişsin
üzdün beni allahın belası
klavyemi tükettin
şimdi kim bana modern şair diyecek ?
boşver ulan uyuyakalalım
onada razıyım

yeter allahsızlar yeter
yeter insafına tükürdüklerim
ölümden öte nefes
yaşamdan beri kan
canımdan geri sen
benden içeri ben koymadınız
yeter bitirin beni
onada razıyım ben

q

Ölmemeye çalışmanın adı yaşamak olmuş
sevinçle haykırıyoruz onu...

NY

İntegral bir ölümün var olmamış yokluğuyum
açısız kalbim, az da karnım aç
yoksunluktan mı maymunluktan mı terkettim allahım seni
bariz bir hırsızlık hemde ne pahasına heyhat !
sen kendindesin
 ben bir küf
ben bir süzme
ben bir aptal
oysa ki
Kosinüsde seviyordu seni
ama biraz yalan söylüyordu

düz olamadım yan yatmış
çamura batmış hayallerin
dün gördüm seni rüyamda
gerçekmişsin
hücresel bütünlüğü bozmadan arkaya ilerleyelim
sen sevildiğin kadar düşün ben gerekirse  giderim
gitmeler koymaz bana sıcak kalbim sıcak kalbin
koşma atardamar kızar
yarın rüyamda gördüm seni
bir kan vardı yerde
ismin yazmıyordu ama belli
kaçtığın kadar manyetizm yarattın bana
oysa ki
kosinüsde seviyordu seni
ama biraz yalan söylüyordu.

affet tanrım romantik olamadım sana
bileklerime çaktım seni hristiyan dediler
yalvardım nerdesin diye
dizlerine kapandım
müslüman dediler
oysa ben sen olmak istiyordum sade ve sadece
çünkü kosinüsde seviyordu seni
ama biraz yalan söylüyordu.

Yarim yarım

Yarim gelmiş, yarımken ben
hoşgeldin dedim otur sehpaya
şimdi seni düşünüyordum
hayal göçebeliği benimkisi
aşkım gelmiş yarımken ben
hoşgelmiş beşgitmiş

yüreğime geldin diye kıskandılar seni
deli divane kapıları yokluyorlar
çilingirler iflas etti
cam kalplere sakladım dedim
parça pinçik ettiler seni
canımın yarısı gelmiş
ben yarımken
hoşgidebilesin
adını arıyorlar ağlarken ben
sonunda adını söyledim
ince bir fısıltıyla "yalnızlık" dedim...

hayatın bir'i

hayatın bir gözyaşıdır ağlamak

gözyaşlarını akıtın

ama kimse kolay ağlayamaz yalan mıı ?

hayatın bir gözyaşıdır ağlamak

gözyaşlarını akıtın

o kadar kolaysa söyleyin

nasıl bulucam onu

ben yok olmaktayken nasıl bulucam sizi

gürültüler ağlar

sesler susar

herşeyin çığrında 

gölgeler sevişir gözlerimde

hayatın gözyaşıdır ağlamak

gözyaşlarını akıtın